Türkiye toplam gücünü yitiriyor!

02 Ağustos 2022 Salı

Ülkelerin gücü hemen her alanı içine alan bütün birikimlerin toplamıdır. Buna eğitim, ekonomi, güvenlik, stratejik konum, tarım, toplumsal gelişim, hukuk devleti, demokrasi standartları başta olmak üzere her şey girer. 

Bütün bunlar bir ülkenin toplam gücüdür.

Pek çok alanda çok iyi olup örneğin hukuk devleti bağlamında kötü olmanız, bütün öteki doğruları götürür.

Daha net ifade ile ülkelerin toplam gücünde bir yanlış bütün doğruları götürür.

Toplam güç, bir zincirin halkaları gibidir. Bütün halkaları sağlam bir zincir düşünün, biri zayıfsa zinciri çektiğinizde oradan kopar. İşte ülkeler de ortam biraz gerildiğinde en zayıf halkasından kopar!

***

Türkiye pek çoğu birbiriyle bağlı güç halkaları olan bir ülke. Ne yazık ki bunların büyük çoğunluğunda giderek zayıflıyoruz. 

Eğitimden başlayalım, herkesi üniversiteli yapma planı, üniversiteleri nerdeyse iyi bir liseden de aşağı düzeye getirdi. 2002’de dünyada ilk bin üniversite sıralamasına bir elin parmaklarını aşan sayıda üniversite girerken bugün bir tane bile yoksa bunun anlamı nedir?

Üniversiteler ne yazık ki işsizler ordusuna katılımı geciktiren kurumlar haline geldi.

Ekonominin her tarafı dökülüyor. Altı ay önce gözlerime bakın ekonominin nasıl ışıldadığını göreceksiniz diyen bakan Nebati, ekonomiye gözlerini kapamış görünüyor. İşini devralan Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu da soru sormaktan ve rüya tabirlerini andıran yorumlar yapmaktan başka bir şey yapmıyor. 

Ekonomide en büyük açık güven açığıdır. Bunun da giderek daha açık hale geldiği görülüyor. Güven endeksi yıllardır eksi!

Hukuk devleti olabilmek her alandaki güveni artırabilecek en önemli unsur. Gelin görün ki kuruluşuna ortak olduğumuz Avrupa’daki uygarlık kurumları şimdi Türkiye’yi kurumun dışına çıkarmayı düşünüyor. İktidarın buna yanıtı şu:

- Bize karşı sınavı kaybettiniz!

En önemli birleştirici gücün başında din geliyor. Başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere dinle ilgili kurumların hemen tümü iktidarın gölgesinde. Arkadaşımız Sefa Uyar’ın Diyanet’in ekonomiye ilişkin sorusuna verdiği yanıtı haberleştirmesi üzerinden çıkan tartışma ilginç. İktidarın yarı ve tam resmi yayın organları ve buralardaki “Her durumda iktidar haklıdır” yorumcuları içinde çeyrek vicdanı olanlar bile şöyle diyor:

-Keşke Diyanet de biraz özenli olsaydı!

Tarımdaki güç kaybı en son fındıkta görüldü. Onlarca yılın dolar bazında en düşük fiyatı. Kendi toprağımızın ürünlerini ithal eder gibiyiz. Tarımla ilgili nerdeyse her şey ithal. Çoban Afganistan’dan, sığır Arjantin’den, yem Avrupa’dan. Buna güç mü dayanır.

Genel liyakattaki erozyon en fenası. Artık kendi içinde bir nebze kuralları olan orduda bile tüm atamalar ve terfiler si-yasal!

***

Ekonominin emanet edildiği bakanın ortalıkta görünmemesi akla Aziz Nesin’in “Hazinedeki Paslı Teneke” oyununu getiriyor. 

Oyunda devletin en tepesindeki kişi hazinedeki çok kıymetli pırlanta, zümrüt benzeri değerleri alıp yerine altın koyuyor. Onun altındaki hazineye giriyor, altınları alıp gümüş koyuyor. Sonraki gümüşü alıp bakır koyuyor, ondan sonraki gümüşü alıp demir koyuyor, en son gelen de demiri alıp paslı bir teneke koyuyor.

Merkez Bankası rezervlerinin eksiye dönmesinden hedeflerin sürekli ötelenmesine kadar bütün göstergeler geriye paslı tenekenin kaldığını gösteriyor:

Bu darboğazdan çıkış için önce ne halde olduğumuzu iyi bilmek gerek.

Genel bir erozyonun içindeyiz. 

Büyüyoruz ama gelişmiyoruz!

Çıkışı siyasetten beklemek dışında çıkışımız yok! İktidara alternatif olanların değişim beklentisini yükseltmemesi buradaki gücün de zayıfladığını gösteriyor!

Aman... En zayıf halka burası!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Emek en cüce değerdir! 1 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları